Kulaklarımı zorlarsam, yankı yapan o ses...
Geçen yazın hatıraları, ortancaların mevsimi.
Şemsiyeyi almadan gitmeye çalıştın
Uzaklaşan silüetin, lacivert taşı renkli kokun, sana sesleniyordum.
Elveda bir fırtına gibi gelir
O hafif sıcaklık ise senden dolayı...
Bunun bizim için olduğunu söyledin ve el salladın.
Duygularımın yağmuru yanaklarımdan aşağıya damladı
Islak gözkapaklarımı saklamaya çalıştığımda,
Kalp atışlarının sesi yankılandı sessizliğin içinde
Ne söylemeliydim, sana söylemem gereken ne olmalıydı?
Farkedemedim ve bu yüzden...
Bulutlu gökyüzünden düşen yağmur,
Bu damlalar, ıslak gözlerimi ve üzüntümü saklamak için mi?
Bir şemsiye alıp, elimle gözlerimi kapattım ve onları silip attım
Şeffaf gökyüzüne doğru baktım
Karışan ve yankı yapan kalp atışları, artık yoklar
Parmaklarımı başımın üzerine kaldırdım
O sese ve titreyen ışığa ulaşamam
Geçmişteki o zamana artık geri dönemeyiz
Yağmur...
Yağmur...
0 comments:
Yorum Gönder