01. Prolog
Ryouta: Burası St. Pigeonation Akademisi. Japonya'nın her köşesinden...hayır, dünyanın her yanından çeşit çeşit güvercinler burada toplanır. Ben Kawara Ryouta. Bu akademiye giden ikinci sınıf bir öğrenciyim. Buraya gelerek günlerimi her zamanki gibi huzurla geçiriyor ve evime dönüyordum... ya da öyle zannediyordum ama...
Nanaki: Peekala~ Bugünlük bu kadar. Herkes evlerine giderken dikkatli olsun. Canavarlar çıkabilir.
Ryouta: Nanaki-sensei, yoksa yedi Pigeonation gizeminden mi bahsediyorsunuz?
Nanaki: Mm, evet aynen öyle. Son zamanlarda herkes bundan bahsediyor. Şimdilerde çalışan toplantılarında bile ciddi bir tartışma konusu oldu.
Sakuya: Çalışan toplantılarında hayali canavarları mı tartışıyorsunuz? Bir akademi daha ne kadar düşebilir ki?!
Ryouta: Ama canavarlar çok korkunç Sakuya. San da öyle düşünüyor değil mi?
Okosan: Coo~ (Oldukça korkunç! Canavarların hiçbiri iyi değil.)
Ryouta: Sadece bizim okulumuzda yedi tane hayalet hikayesi var. Bir mekan için oldukça fazla. Korkmuyor musun Sakuya?
Sakuya: Tabiki de hayır. Hepsi söylentiden ibaret. Sıradan insanların kuruntularına inanıp korkmak için bir neden görmüyorum. Ancak...
Ryouta: Ancak?
Sakuya: Bu akademi benim bölgem. Eğer benim bilmediğim tek bir anlamsız söylenti dahi etrafta dolaşıyorsa bu büyük bir rezillik olur. Öğrenci konsey başkanı olarak bunu görmezden gelemem. Bu yüzden! Gidip o yedi gizemin kökünü kurutacağım.
Ryouta: Harika! İşte bizim öğrenci konsey başkanımız! Biz de kendimizi güvende hissedebiliriz artık.
Okosan: Coo coo! (Sakuya ne kadar havalı!)
Sakuya: Ne yapıyorsunuz siz? Siz de geliyorsunuz! Bir numaralı ast, iki numaralı ast!
Ryouta: Eh--ben mi? Bi- dur bir dakika! Kuyruk tüylerimi çekiştirme Sakuya ow ow ow!
Okosan: Coo coo! (Bana güvenebilirsiniz! Ben onların kökünü kuruturum!)
Nanaki: İyi şanslar... ama mutlaka zamanında dönün.
02. İlk Gizem
Sakuya: İlk önce nereye gitmeliyiz?
Ryouta: Ah, yedi gizemi bilmiyorsun yani Sakuya. Umm...Eminim ki ilk gizem...
Okosan: Coo. (Revir.)
Sakuya: Güzel, haydi gidelim!
Sakuya: Kimseler yok... Ne olacak şimdi? Canlı mankenlerle ilgili değersiz bir hayalet hikayesi değil bu değil mi?
Okosan: Cooo. (Öyle ucuz bir şey değil bu.)
Ryouta: Evet Sakuya. Ondan çok daha korkunç bir şey oluyor!
Shuu: Ne yapıyorsunuz?
Ryouta: Gaaah! Geldii!!
Okosan: Coo coo coo!!
Sakuya: N-ne? Bir şey mi oldu?
Ryouta: Şuraya bak! Arkanda!! Iwamine sensei geldi!
Okosan: Coo coo! (Korkunç! Iwamine-sensei bütün canavarlardan daha korkunç!)
Sakuya: ... Bu olasılık o kadar gülünç ki düşünmek dahi istemiyorum ama, yoksa ilk gizem...
Ryouta: Iwamine-sensei'nin klinikte belirmesi. Sadece o da değil birden bire ortaya çıkıveriyor!
Sakuya: Değersiz!! Bu kadar değersiz olduğuna inanamıyorum!! Klinikte bir doktorun belirmesi hakkında bir hayalet hikayesi mi yani!? Dalga mı geçiyorsunuz siz benimle!?
Ryouta: Hayır, öyle olsa bile-- yani benim düşüncem değil bunu herkes söylüyor bu yüzden-- a-acıyor Sakuya! Boğma beni!
Shuu: Muhabbetinizi bitirdiniz mi?
Sakuya: Ah, rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz, Iwamine-sensei.
Shuu: Evet, oldukça gürültücüsünüz. Revire pek ihtiyacınız varmış gibi görünmüyor. Ah, yoksa denek olmak için mi geldiniz? Öyleyse hoşgeldiniz. Yeni bir deney üzerinde çalışmaya başlamak istiyordum ben de--
Ryouta: Şimdi gidiyoruz, rahatsızlık için üzgünüz!
Okosan: Coo coo coo!
Sakuya: Bekleyin! Kendi kendinize koşuşup durmayın!
Shuu: Çok yazık. Fikrinizi değiştirirseniz istediğiniz zaman gelin lütfen. Bekliyor olacağım.
03. İkinci Gizem
Ryouta: Aaah... Öleceğim sandım.
Okosan: Coo coo. (Okosan Iwamine-sensei'yi sevmiyor. Ne kadar dehşet biri.)
Sakuya: En başında hayalet hikayelerinin bu kadar değersiz olabileceğini düşünmemiştim. Herhalde Akademinin seviyesiyle doğru orantılı.
Ryouta: Sen bir harikasın Sakuya. Benim ömrümden iki yıl gitti resmen.
Sakuya: Ömrün öyle yükselip azabiliyo mu senin! Haydi acele edip geri kalan gizemleri de çözelim. Sırada neresi var?
Okosan: Coo... (İkinci gizem öğrenci konseyi odası.)
Sakuya: N-neee...?
Ryouta: Bu doğru Sakuya. Başkan olmana rağmen öğrenci konseyi odasının hayalet hikayesi hakkında bir şey bilmiyor musun?
Sakuya: Odam alt tabaka insanların değersiz dedikodularına yem mi oluyor yani!?
Ryouta: Sanırım bu... öğrenci konseyi odasının diğer dünyaya bağlı olduğuyla ilgili.
Okosan: Coo coo. (Öğrenci konseyi odasına giren öğrenciler bir yerden sonra kendilerini çöplüğe saplanmııış bulurmuş. Boyutlararası bir tünel.)
Sakuya: Aptalca! Yok öyle bir şey! Size bunu kanıtlayacağım! Gidelim!
Ryouta: Uwaah!! Bu ne böyle harika! Çok lüks tasarlanmış burası!
Sakuya: Elbette. Yapımı sırasında talimatları ben verdim.
Ryouta: Öğrenci konseyi başkanının okul içinde böyle bir şey yapmasına izin veriliyor mu?
Okosan: Coo coo coo. (Nasıl da parlıyor. Okosan mest oldu.)
Ryouta: Sakin ol San! Bu odadaki her şey pahalı, o yüzden kırmamaya dikkat et.
Okosan: Coo. (Okosan zeki. Vahşice davranmaz.)
Sakuya: Ama başka bir boyuta açılan hiçbir delik yok. Bu odadaki her şeyi bilirim. Boyutlararası tünel gibi bilimsel olmayan bir şeyi kathiyen kabul etmiyorum.
Ryouta: Gerçekten de öyle bir şey göremiyorum. San, orası nasıl?
Okosan: Coo coo coooo! (Lezziz bir kavun keşfedildi! Okosan mest oldu!)
Sakuya: Ne--hey sen, kendininmiş gibi dokunma!
Ryouta: Yapma San! O Sakuya'nın kavunu...
Yuuya: Salut (Merhaba) millet! Oh tanrım Hiyoko-chan bugün sizinle birlikte değil mi?
Ryouta: Aah Sakazaki-senpai! Hiyoko bizden önce gitti. Bu gece avlanacağını söyledi o yüzden hazırlanmakla meşgul.
Yuuya: Anladım! Ne üzücü. Etrafta hiç bayan yokken çiçek de açmıyor. Bu arada Sakuya, bir takım ilginç olaylara karıştığını duydum. Beni de aranıza almak ister miydiniz?
Sakuya: Sana okulun içinde benimle gelişi güzel bir şekilde konuşma demedim mi?
Okosan: Coo! (Sakuya Yuuya'yı düşmanı olarak görüyor. Kardeşler iyi geçinmeli.)
Yuuya: Doğru doğru! Azıcık da olsa bana nazik davranamaz mısın? Burada olduğumdan beri sert kelimelerden başka bir şey duymadım. Abin olarak düşündüm ki küçük kardeşimin karakter gelişimi zamanı boyunca yanında olmalıyım. Bu yüzden buraya geldim~
Sakuya: Senin gibi bir meleze verecek vaktim yok benim! Haydi git şimdi! Eğer kalmaya devam edersen izinsiz girdin olarak değerlendireceğim.
Yuuya: Bu hiç de çekici değil Sakuya. Eğer beni yoldaşın olarak yanına alırsan hiç şüphesiz her olay seksilik ve şatafatla son bulabilir. Bu yüzden gizemleri birlikte çözeli--adieuu!
Ryouta: Harikaaa! Senpai aniden düştün ama yine de düzgün veda edebildin!
Okosan: Coo coo coo! (Okosan seni asla unutmayacak Yuuya!)
Sakuya: Hmph! Onu uyarmıştım.
Okosan: Coo. (Sakuya da her şeyi düşürüyor.)
Sakuya: Ah, izinsiz giren herkesin sonu böyle olur. Daha geçen hafta manga klübü gelip anlamsız saçmalıklardan konuşup para istedi ve ben de onları düşürdüm. Doğal olarak o melez sürekli düşenler sınıfının en tepesinde... Çalışmalarına eğilim göstermeyen alt tabaka aptal.
Ryouta: Ah, hey Sakuya, bu düşüşün sonu acaba...
Sakuya: Çöpe çıkıyor.
Ryouta: Biliyordum!
Okosan: Coo (Boyutlararası bir tünel!)
Ryouta: Gizemi çözdük! Öğrenci konseyi odası diğer bir dünyaya bağlı. Bu dedikodu Sakuya'nın Sakazaki-senpai'yi durmadan düşürdüğünü anlatıyor!
Sakuya: O da neymiş... Sonuç olarak aptalca bir yanlış anlaşılma değil mi!
Okosan: Coo coo! (Ama burada yanlış olanSakuya.)
Ryouta: Zavallı Sakazaki-senpai. Çöple kaplanmıştır şimdi.
Sakuya: Değersiz bir meleze de bu yakışır.
Okosan: Coo coo! (Artık ona Gomizaki-senpai denmeli.)
*Gomi: Çöp*
04. Üçüncü Gizem
Sakuya: Öğrenci konsey odası gizemini çözdük. Şimdi sıradakine geçelim.
Ryouta: Üçüncü gizem kütüphanede.
Okosan: Cooo. (Canavar kitap.)
Sakuya: Canavar kitap mı? Yine çocukça bir havası var.
Ryouta: Söylenilene göre kütüphane kitaplarından birini çekersen lanetlenirsin. Bunun doğruluk payı olabileceğini düşünüyorum, bu yüzden bana bırakın.
Sakuya: İşte benim astım! Pekala öyleyse, yol göster bize.
Ryouta: Hayır, aslında astın olmaya çalışmıyordum ama...
Sakuya: Kimseler yok. Öğrenciler hiç kitap okumaz mı burada?
Ryouta: Transfer öğrenci olduğun için muhtemelen bilmiyorsun Sakuya. Akademideki kitap seçimleri pek iyi olmadığından o kadar da popüler değil burası. Nedense pek rahat bir yer de değil... ve çok fazla şikayet geliyor.
Okosan: Coo coo! (Kışın kütüphane daha da berbat oluyor! Okosan donarak ölmenin eşiğindeydi.)
Sakuya: Anladım. Öğrencilerin yaşam standardının nasıl düşük olduğunu anlıyorum şimdi. İlk fırsatta gidip geliştirmeleri için müdüre teklifte bulunacağım. Ya şimdi? Hissettiğin gerçek nedir?
Ryouta: Ah, burada ölü bir çocuk var. O benim arkadaşım, bu yüzden gidip çağıracağım!
Sakuya: Bekle, ölü bir çocukla mı arkadaşsın? Yoksa yanlış mı duydum?
Okosan: Coo coo! (Ryouta canavarları mı arkadaş ediniyor? Ne muhteşem!)
Ryouta: Nageki! Benim! Kawara Ryouta! Burada mısın?
Nageki: Kütüphanede sessiz ol. Çok gürültü ediyorsun. Ne yapıyorsun?
Ryouta: Ah, pardon pardon.
Sakuya: Bu çocuk duvarla konuşuyor. Ne yapıyor bu yahu? Hasta falan mı yoksa?
Okosan: Coo! (Sakuya anlamıyor. Okosan gözle görülmeyen bir şeyin varlığını hissediyor. Orada kesinlikle biri var.)
Ryouta: Hey Nageki, şu anda boş musun? Acilen bir şeye bakmamız gerekiyor. Bize yardım eder misin?
Nageki: Fark etmez. Zaten sıkıcı bir kitabı bırakmak üzereydim. Ne arıyorsunuz?
Ryouta: Canavar kitabı.
Nageki: Canavar mı? Efsaneler ve doğaüstü olaylar bu tarafta. Resimli kitaplarda orada.
Ryouta: Ah, öyle değil. Okulda dedikodusu dolaşan kütüphanede kitap çekersen lanetlendiğinle ilgili hayalet hikayesinin altındaki gerçeği bulmaya geldik. Ah, bununla ilgili bir şey biliyor musun? Yoksa sen mi yapıyorsun?
Nageki: Evet. Kitabı çeken çocuktan kitabı alıyor ve kitapla onlara vuruyorum. Kitaplara değer vermeyen insanlardan nefret ediyorum.
Ryouta: İnsanlara kitapla vurmak acıtır ama.
Sakuya: Daha ne kadar o duvara bakıp kendi kendine konuşacaksın Kawara? Yeter. Haydi şunu bir deneyelim.
Ryouta: Ne, Sakuya bekle!
Sakuya: Hm, ne kadar ucuz bir kitap. Le Bel ailesinin armasını çizeceğim içine. Belki biraz değerlenir.
Nageki: Kitaplara değer vermeyen insanlardan nefret ederim.
Sakuya: Ah--?
Okosan: Coo coo!! (Kitap kendi kendine hareket etmeye başladı! Neler oluyor burada!?)
Ryouta: Nageki, Sakuya kaba davranmak istemedi. Onu affedebilir misin?
Nageki: Hayır.
Sakuya: Bu da ne!? Kitap beni ısırmaya geldi! Lanet mi bu??
Okosan: Coo coo! (Tehlikedeyiz! Sakuya canavar kitap tarafından yenilecek!)
Sakuya: Böyle bir yerde bir kitap tarafından yenilmem için hiçbir sebep yok! Tch... Strateji değiştirme zamanı!! Gidelim Oko!!
Okosan: Coo! (Kaçıyoruz!)
Ryouta: Aah... Nageki, hislerini anlıyorum ama bunu çok yaparsan kütüphaneye kimse gelmeyecek artık.
Nageki: Önemli değil. Gürültüyü sevmiyorum zaten. Eğer yine böyle kirletirse söyle ona kitabın köşesiyle vuracağım.
Ryouta: Ama bu kitaplara da zarar verecek.
Sakuya: Korkunç bir şey atlattım... Yedi gizemin içinde gerçekten gerçek bir doğa üstü fenomen olacağını düşünmemiştim.
Okosan: Coo coo! (Rahatsız bir ruh! Okosan ilk defa böyle bir şey gördü.)
Sakuya: Oi Kawara! O az önceki şey de neyin nesi!?
Ryouta: Söylemedim mi size? Kütüphanede bir hayalet var. Bir dahakine kitapları kirletirsen sana köşesiyle vuracağını söyledi.
Sakuya: Ghh...Anladım... Bu doğaüstü fenomen gibi bir şey değil. Mutlaka hilesi falan olmalı! Biri benimle oynadı ve muhtemelen bir yerlerde benimle dalga geçiyor şimdi!
Ryouta: Sende zulmetme kompleksi var Sakuya... Bakın zamanımız yok. Bu yüzden acele edip bir sonraki gizemi araştıralım.