2014/06/27

Rurutia - Itoshigo Yo



Romaji

Itoshigo yo itsumademo kono mune ni dakarete nemurinasai
Itokenai anata no koto wo mou nido to nigashitari wa shinai

Kanojo no koto nara wasurete shimainasai
Zaratsuita nekonadegoe ga sono mimi wo namenai you ni
Nodo wo shimete agete oita kara

Futari dake de ii hoka ni wa daremo iranai
Watashi dake ga anata wo ikaseru wa
Anata no ashi ni gin no ashikase wo hamemasho
Onaji ayamachi wo okasanai you ni

Itoshigo yo kono mune ni myakuutsu amai mitsu wo suinasai
Itokenai anata kara mou nido to me wo hanashitari shinai

Kanojo no koto wa mou ki ni shinaide ii wa
Moshimo mata tsume wo tatete anata wo ubai ni kitara
Kono te de uchikoroshite ageru

Aragau koto naku saa subete wo azukete
Watashi dake ga anata wo ikaseru wa
Anata no hane wo chigirishitete shimaimasho
Mou dokoka e tobitatenai you ni

Futari dake de ii hoka ni wa daremo iranai
Watashi dake ga anata wo ikaseru wa
Anata no ashi ni gin no ashikase wo hamemasho
Onaji ayamachi wo okasanai you ni

Aragau koto naku saa subete wo azukete
Watashi dake ga anata wo ikaseru wa
Anata no hane wo chigirishitete shimaimasho
Mou dokoka e tobitatenai you ni


Türkçe

Sevgili çocuğum, daima kucağımda sarınarak uyu
O kadar çocuksusun ki, asla yeniden gitmene izin vermeyeceğim

Onu unut
Boğazımı kıstım ki
Sesimdeki koyu yalvarışlar kulaklarına ulaşmasın

Bir başkasına ihtiyacımız yok, ikimiz yeteriz
Seni hayata döndürebilecek tek kişi benim
Bacaklarına gümüş zincirler bağlayacağım ki
Aynı hataları bir daha yapmayasın

Sevgili çocuğum, göğsümde atan tatlı baldan iç
O kadar çocuksusun ki, gözlerimi bir daha senden asla ayırmayacağım

Artık onun için endişelenmene gerek yok
Eğer gelip, pençelerini sana batırıp kaçırmaya çalışsa bile
Onu kendi ellerimle öldüresiye döveceğim

Direnme, her şeyini bana emanet et
Seni sadece ben hayata döndürebilirim
Kanatlarını keseceğim ki
Başka bir yere uçmayasın

Bir başkasına ihtiyacımız yok, ikimiz yeteriz
Seni hayata döndürebilecek tek kişi benim
Bacaklarına gümüş zincirler bağlayacağım ki
Aynı hataları bir daha yapmayasın

Direnme, her şeyini bana emanet et
Seni sadece ben hayata döndürebilirim
Kanatlarını keseceğim ki
Başka bir yere uçmayasın

The Cardigans - Celia Inside



English

You don't want the sun to shine in
So you turn the curtains down
Your eyes still don't show me a thing
And you don't feel it's sunny outside

You don't want no joy for a while
But you stay up late at night
It hurts you that she's still alive
So you'll raise flowerbeds inside

But she, she will not get bothered at all
She's just watching the water at fall
So you should give them just what they need water and poetry
Cause she will not bother at all
She's just watching the water at fall
You should give them just what they need
Cause she will not bother at all
But you won't say you're not adored
By her beauty.... Celia inside

You don't want to feel her at all
But who's that fellowman of hers
With who, your dear Celia moved
And they'll sleep happily inside

....But you won't say you're not adored
By her beauty
And her purity
And her lovely.... Celia inside


Türkçe

Güneşin içeriye parlamasını istemedin
Bu yüzden perdeleri kapattın
Gözlerin hala bana bir şey göstermiyor
Ve dışarının güneşli olduğunu hissetmiyorsun

Bir süreliğine eğlence istemiyorsun
Ama gece geç saatlere dek uyanık kalıyorsun
Onun hala hayatta olması canını yakıyor
Bu yüzden içeride çiçekler yetiştiriyorsun

Ama o, onu hiç de alakadar etmeyecek
O sadece sonbaharda suyu izliyor
Bu yüzden neye ihtiyaçları varsa onu vermelisin
Su ve şiir
Çünkü onu hiç de alakadar etmeyecek
O sadece sonbaharda suyu izliyor
Neye ihtiyaçları varsa onu vermelisin
Çünkü onu hiç de alakadar etmeyecek
Ama sen etkilendiğini söylemeyeceksin
Güzelliğinden... İçindeki Celia'dan

Onu hiç de hissetmek istemiyorsun
Ama onun arkadaşı kim
Sevgili Celia'nla kim geziyor
Ve birlikte içeride uyuyacaklar

Ama sen etkilendiğini söylemeyeceksin
Güzelliğinden
Masumluğundan
Ve sevimliliğinden... İçindeki Celia'dan

Becca - I'm Alive



English

Nothing I say comes out right,
I cant love without a fight,
No one ever knows my name,
When I pray for sun, it rains.
Im so sick of wasting time,
But nothings moving in my mind,
Inspiration cant be found,
I get up and fall but,

Im Alive, Im Alive, oh yeah
Between the good and bad is where youll find me,
Reaching for heaven.
I will fight, and Ill sleep when I die,
Ill live my life, Im Alive!

Every lover breaks my heart,
And I know it from the start,
Still I end up in a mess,
Every time I second guess.
All my friends just run away,
When Im having a bad day,
I would rather stay in bed, but I know theres a reason.

Im Alive, Im Alive, oh yeah
Between the good and bad is where youll find me,
Reaching for heaven.
I will fight, and Ill sleep when I die,
Ill live my life, Im Alive!

When Im bored to death at home,
When he wont pick up the phone,
When Im stuck in second place,
Those regrets I cant erase.
Only I can change the end,
Of the movie in my head,
Theres no time for misery,
I wont feel sorry for me.

Im Alive, Im Alive, oh yeah
Between the good and bad is where youll find me,
Reaching for heaven.
I will fight, and Ill sleep when I die,
Ill live my life, ohhhh!

Im Alive, Im Alive, oh yeah
Between the good and bad is where youll find me,
Reaching for heaven.
I will fight, and Ill sleep when I die,
Ill live my life,
Ill live my life,
Im Alive!


Türkçe

Söylediğim hiçbir şey doğru çıkmaz
Savaşmadan sevemem
Kimse adımı dahi bilmez
Güneş için dua etsem yağmur yağar
Zamanımı boşa harcamaktan çok yoruldum
Ama aklımdan hiçbir şey geçmiyor
İlham bulunamıyor
Kalkıp düşüyorum ama

Yaşıyorum, yaşıyorum oh evet
Kötü ve iyinin arası beni bulacağın yer,
Cennete uzanırken
Savaşacağım ve ölürken uyuyacağım
Hayatımı yaşayacağım, yaşıyorum

Her aşık kalbimi kırıyor
Ve bunu başından beri biliyorum
Yine de her şeyi batırıyorum
Her zaman ikinci defa tahmin ediyorum
Bütün arkadaşlarım kaçıyorlar
Kötü bir gün geçirdiğimde
Yatağımda kalmayı istiyorum ama bir nedeni olduğunu biliyorum

Yaşıyorum, yaşıyorum oh evet
Kötü ve iyinin arası beni bulacağın yer,
Cennete uzanırken
Savaşacağım ve ölürken uyuyacağım
Hayatımı yaşayacağım, yaşıyorum

Evde ölesiye sıkıldığımda
O telefonu açmadığında
İkinci kez sıkıştığımda
Silemediğim o pişmanlıklar
Yalnızca sonunu değiştirebilirim
Kafamdaki filmin
Üzüntü için zaman yok
Kendim için üzülmeyeceğim

Yaşıyorum, yaşıyorum oh evet
Kötü ve iyinin arası beni bulacağın yer,
Cennete uzanırken
Savaşacağım ve ölürken uyuyacağım
Hayatımı yaşayacağım ohhh!

Yaşıyorum, yaşıyorum oh evet
Kötü ve iyinin arası beni bulacağın yer,
Cennete uzanırken
Savaşacağım ve ölürken uyuyacağım
Hayatımı yaşayacağım 
Hayatımı yaşayacağım
Yaşıyorum!

Sid - Monochrome No Kiss



Romaji

Deai ni iro wa nakute
Monokuru fukinukeru
Itami goto kimi yudanemashou

Kizu ato tsuyoku nazoru
Yousha nai aki ga kite
Suzushii yubi temaneku mama ni

Toketa ato no yukkai na
Koori mitai na watashi wo
Yasashiku sukutte
Uwaku chibiru de asobu

Sore demo hitotsu no ai no katachi wo sagasu
Tooku yori mo ima wo musunda kareta hitomi wa
Dekireba kono mama tsutsumarete owaritai
Futari de himeta awai hada tsuki mo kakureteru

Are kara ikura ka
Yoru suki ni mo narimashita
Ison no umi iki mo wasurete

Muchuu no sono temae de
Nama nurusa dake wo nokoshite
Hiki kiwa no bigaku tokuige na kisu kirau

Hitori ni shinai de mou sasshite ayamete
Dono kotoba mo kimi no heya de wa surinukete iku no
Midarete nemutte sore ijyou wo oshiete?
Egao no toi ni mayou toiki tsuki dake ga miteru

Tsugi no nagai hari ga
Tenjyou ni todoku koro ni wa
Kimi wa mou inai
Watashi wa mou iranai

Sore de mo tashika ni ai no katachi wo sagashita
Tooku yori mo ima wo musunda nureta hitomi wa
Dekireba kono mama tsutsumarete owaritai
Sono negai wa yoru wa munashiku
Asa wo tsurete kuru

Yasashikute atsukute hikyou na kisu de
Irodotte yo saigo no yoru tsuki ga terashiteru


Türkçe

Renksiz karşılaşmamız boyunca
Eser monokrom
Tüm acılarımı sana emanet edeceğim

Zorla izlerimi takip eden
affetmeyen sonbahar geliyor
Soğuk parmakların hala beni işaret ederken

Ben eridikten sonra 
buzlu, baş belası beni şefkatle kurtaracak
Ve bir öpücükle eğleneceksin benimle

Yine de aşkın tek bir yüzünü arıyorum
Senin kuru gözlerin uzun zaman öncesininkini şimdiye bağlamış
Yapabilsem, onu örterek bitirmek isterdim
Birlikte, solgun benliklerimizi saklayarak; ay da saklanıyor

O zamandan bu yana
kaç gece aşkı hatırladım?
Bağımlılığın denizinde nefes almayı bile unuttum

Çekiciliğinle bile yalnızca arkanda ılık bir sıcaklık bırakıyorsun
Bilgi sanatından ayrılırken
Kibirli öpücüklerinden nefret ettim

Beni yalnız bırakma, hisset ve renklendir beni artık
Hangi sözcükler süzülecek odandan?
Kafası karışmış, uyuyarak- Bana bunların ardındaki şeyleri söyleyecek misin?
Yalnızca ay bakıyor gülümsemelerin ardındaki sorularda kaybolmuş iç geçirişlere

Bir sonraki uzun ibare tavanı gösterdiğinde
Sen burada olmayacaksın
Artık sana ihtiyacım yok

Yine de aşkın tek bir yüzünü arıyorum
Senin kuru gözlerin uzun zaman öncesininkini şimdiye bağlamış
Yapabilsem, onu örterek bitirmek isterdim
Dileğin ve gece, gündüzü boş yere çağırıyor

Nazik, tutkulu hatta korkak bir öpücükle boya

Ay son gecemizi aydınlatıyor

2014/06/08

Bo En - My Time



English+Romaji

Close your eyes, you'll be here soon
Ichi ni san shi go fun
Tokidoki, hontou ni netai
Demo, kono waado dekinai

Oyasumi
Oyasumi
Oyasumi
Oyasumi

Oyasumi oyasumi
Close your eyes and you'll leave this dream
Oyasumi oyasumi
I know that it's hard to do

Days go by
Shou ga nai
Moments pass
Shattered glass
Hands of time
Where's that chime?
In my head
I'll just
I'll just
I'll just
I'll just

Hands (hands!) Of time will wring my neck
Every little moment spells regret
But I don't have to feel this way
As a voice inside my head

Oyasumi
Oyasumi
Oyasumi
Oyasumi

Oyasumi oyasumi
Close your eyes and you'll leave this dream
Oyasumi oyasumi
I know that it's hard to do

Hey!
Hey!
Hey!
Hey!
Hey!
Hey!

Oyasumi oyasumi
Close your eyes and you'll leave this dream
Oyasumi oyasumi
I know that it's hard to do
Oyasumi oyasumi
Close your eyes and you'll leave this dream
Oyasumi oyasumi
I know that it's hard to do


Türkçe

Gözlerini kapat, yakında orada olacaksın
Bir, iki, üç, dört, beş dakika
Bazen gerçekten uyumak istiyorum
Ama bu kelimeler yetersiz

(İyi geceler, iyi geceler, iyi geceler---)

İyi geceler, iyi geceler
Gözlerini kapat ve bu rüyayı terk edeceksin
İyi geceler, iyi geceler
Yapmanın zor olduğunu biliyorum

Günler geçiyor
Yapacak bir şey yok
Anlar geçiyor
Parçalanmış can
Zamanın elleri
Ahenk nerede?
Kafamda
Ben sadece
Ben sadece
Ben sadece
Ben sadece

Zamanın elleri (elleri!) boğazımı sıkıyor
En küçük an bile acı söylüyor
Ama böyle hissetmek zorunda değilim
Kafamın içinde bir ses olarak

(İyi geceler, iyi geceler, iyi geceler---)

İyi geceler, iyi geceler
Gözlerini kapat ve bu rüyayı terk edeceksin
İyi geceler, iyi geceler
Yapmanın zor olduğunu biliyorum

Hey! Hey! Hey!

İyi geceler, iyi geceler
Gözlerini kapat ve bu rüyayı terk edeceksin
İyi geceler, iyi geceler
Yapmanın zor olduğunu biliyorum

İyi geceler, iyi geceler
Gözlerini kapat ve bu rüyayı terk edeceksin
İyi geceler, iyi geceler
Yapmanın zor olduğunu biliyorum

L'arc~en~Ciel - Jyojyoushi



Romaji

Kisetsu wa iro wo kaete ikudo megurou tomo
Kono kimochi wa kare nai hana no you ni yura meite
Kimi wo omou

Kanade au kotoba wa kokochi yoi senritsu
Kimi ga soba ni iru dakede ii
Hohoenda hitomi wo usa nai tamenara
Tatoe hoshi no mabataki ga mie nai yoru mo

Furi sosogu komorebi no you ni kimi wo tsutsumu
Sore wa boku no tsuyoku kawaranu chikai
Yume nara yume no mama de kamawa nai
Aisuru kagayaki ni afure asu he mukau yorokobi wa
Shinjitsu dakara

The love to you is alive in me. wo- every day for love.
You are aside of me wo- every day.

Nokosareta kanashii kioku sae sotto
Kimi wa yawaragete kureru yo
Hashagu you ni natsuita yawara kana kaze ni fukarete
Nabiku azayakana kimi ga boku wo ubau

Kisetsu wa iro wo kaete ikudo megurou tomo
Kono kimochi wa kare nai hana no you ni
Yume nara yume no mama de kamawa nai
Aisuru kagayaki ni afure mune wo someru
Itsumademo kimi wo omoi

The love to you is alive me. wo- every day for love.
You are aside of me wo- every day


Türkçe

Mevsimler renkleri çoğu kez değiştirse de
Bu his hiçbir zaman çürümeyecek
Bir çiçek gibi titreşerek
Seni düşünerek

Söylediğimiz sözler rahatlatıcı birer melodi gibi
Sen yanımda olduğun sürece
Öyleyse o gülümseyen gözleri kaybetmeyeceğim
Yıldızların parıldayışını göremediğimiz geceler için bile

Seni tıpkı güneş ışığının ağaçların üzerine düşüşü gibi saracağım
Bu değişmeyen yeminim
Eğer bu bir rüyaysa, eğer rüyalar böyleyse aldırmayacğaım
Yarınlara parlayan sevgi dolu ışığa gideceğiz
Çünkü mutluluk denen şey gerçek

Sana olan sevgim içimde yaşıyor. Her gün aşk için.
Sen yanıbaşımdasın. Her gün.

Beni nazikçe yatıştırışın
Üzücü anıları bile
Oyun oynuyormuşçasına tanıdık, hafif bir rüzgarla uçurup götürüyor
O giderken ışık saçan sen gelip götürüyorsun beni

Mevsimler renkleri çoğu kez değiştirse de
Bu his hiçbir zaman çürümeyecek, bir çiçek gibi
Eğer bu bir rüyaysa, eğer rüyalar böyleyse aldırmayacğaım
Kalbim dolup taşan sevgi dolu bir parlaklıkla boyanmış
Sonsuza dek seni düşünerek

Sana olan sevgim içimde yaşıyor. Her gün aşk için.
Sen yanıbaşımdasın. Her gün.

Hyde - Secret Letters



English

In the courtyard, birds singing
Through the window, bells ringing
Oh so tall and wide, these confining walls
I look upon the world below

Sorrow seals our lips tightly
Horror stalks our sleep nightly
But my heart escapes from this attic room
I'm running freely though the town

I remember, remember you
I remember, still close to you
No need to fear the distance here

Peace is shattered by oppression
Tainted oil meets rejection
Yes and just in case I should soon return
My secret letters I will leave

I remember, remember you
I remember, still close to you
No need to fear the distance here

Boarding the train I take in one last look
I'll keep these memories with me forever

I remember, remember you
I remember, still close to you
No need to fear the distance here

I remember, remember you
I remember, still close to you
No need to fear the distance here


Türkçe

Gizli Mektuplar

Avluda kuşlar şarkı söylüyor
Pencerenin ötesinde çanlar çalıyor
Oh çok uzun ve geniş, bu sınırlayıcı duvarlar
Dünyaya aşağıdan bakıyorum

Keder dudaklarımızı mühürlüyor sıkıca
Korku uykumuzu takip ediyor her gece
Ama kalbim bu çatı katı odasından kaçıyor
Şehirde özgürce koşuyorum

Hatırlıyorum, seni hatırlıyorum
Hatırlıyorum, sana hala yakın
Buradaki uzaklıktan korkmana gerek yok

Barış baskılar yüzünden parçalanmış
Lekeli yağ reddedilmeyle karşılaşıyor
Evet ve her ihtimale karşı geri dönmeliyim
Gizli mektuplarımı bırakacağım

Hatırlıyorum, seni hatırlıyorum
Hatırlıyorum, sana hala yakın
Buradaki uzaklıktan korkmana gerek yok

Trene binerken son bir kez daha bakıyorum
O anıları daima yanımda taşıyacağım

Hatırlıyorum, seni hatırlıyorum
Hatırlıyorum, sana hala yakın
Buradaki uzaklıktan korkmana gerek yok

Hatırlıyorum, seni hatırlıyorum
Hatırlıyorum, sana hala yakın
Buradaki uzaklıktan korkmana gerek yok

Plastic Tree - Spica



Romaji

Futatsu aru hoshi wo hitotsu no namae de yobu tte
Tashika kimi kara kiita na
Yoru wo kobamu you ni takusan no tomori
Ironna iro kazaru toukyou

Yozora sagashita
Are, dore datta tsuke na?
Nanimo kamo zenbu kimi ni mukara kara

Hora hoshi no hikari de hanarete shimatta te to te ga tsunagaru nara
Oboeta hoshi no namae ga todokanaku natta mirai wo shimesu no nara
Zutto tonari doushi futari bocchi shiroi supika

Warikirenai koi bunsuu de toita
Kotae wa dareka to onaji de ii
Tsukimi saka nobori uchuu michikusa
Utau yo neko no naki mane de

Yoru ga akeru made
Ato, dore kurai darou?
Uso ne naranaide kiete ikanaide

Mada hoshi no hikari ga wasure sou ni natta omoi wo tsunageru nara
Oboeta hoshi no namae ga kakurete shimatta mirai wo terasu no nara
Kitto tonari doushi futari bocchi shiroi supika

Hora hoshi no hikari de hanarete shimatta te to te ga tsunagaru nara
Oboeta hoshi no namae ga todokanaku natta mirai wo shimesu no nara
Kono mama hoshi no hikari ga wasure sou ni natta omoi wo tsunagaru nara
Oboeta hoshi no namae ga kakurete shimatta mirai wo terasu no nara
Zutto tonari doushi futari bocchi shiroi supika

Yasashii, yasashii, koe ga kikoeta.
Kanashii, kanashii, namida ochita.
Koishii, koishii, kokoro ni wa
Mou, aenai na.
Mou, aenai na.....
Koko kara mieru no wa totemo tooi bokura
Kako ni mo mirai ni mo mieta


Türkçe

Bana iki yıldızın aynı isme sahip olduğunu
söyleyenin sen olduğunu biliyorum.
Tokyo farklı renklerle süslenmiş
Karanlığı bozacak çok fazla ışık

Gecenin gökyüzünü aradım
Ne kadar zamanımı aldı?
Yaptığım her şey senin için

Bak, eğer yıldızların ışığı ayrılmış iki eli bir araya getirirse
Eğer ismini şimdi hatırladığım o yıldız yolunu kaybettiğim geleceğe götürürse beni
İkimiz daima yan yana olacağız, yalnızca ikimiz, beyaz bir Spica

Mahvolmuşuz, aşkımızın parçalarını birleştiremeyecek haldeyiz
Bir başkasıyla aynı cevaba sahip olmanın önemi yok
Ayı izliyor, tepeye tırmanıyor, uzayda geziniyorum
Ağlayan bir kedi gibi şarkı söylüyorum

Daha ne kadar vakit geçecek
sabah gelene dek
Yalan söyleme, kaçıp gitme

Eğer yıldızların ışığı unuttuğum bir aşka bağlarsa beni
Eğer ismini şimdi hatırladığım o yıldız saklı olan geleceği aydınlatırsa
Eminim ikimiz yan yana olacağız, yalnızca ikimiz, beyaz bir Spica

Bak, eğer yıldızların ışığı ayrılmış iki eli bir araya getirirse
Eğer ismini şimdi hatırladığım o yıldız yolunu kaybettiğim geleceğe götürürse beni
Eğer yıldızların ışığı unuttuğum bir aşka bağlarsa beni
Eğer ismini şimdi hatırladığım o yıldız saklı olan geleceği aydınlatırsa
İkimiz daima yan yana olacağız, yalnızca ikimiz, beyaz bir Spica

Nazik mi nazik bir ses duydum
Üzgün mü üzgün gözyaşları düştü
Kalbini özlüyorum, özlüyorum
Ama seni bir daha asla göremeyeceğim
Seni bir daha asla göremeyeceğim...
Buradan birbirimize gerçekten uzak görünüyoruz
Geçmişimde ve geleceğimde görebiliyorum seni

2014/06/07

Yume Nikki (Rüya Günlüğü) Kısım 1 - Sen, Bölüm 2 : Kapının Ardında

 english translation: baka-tsuki
Bölüm 2 : Kapının Ardında

Rüya görüyorsun.

Ve etrafındakiler değişmemeye devam ediyorlar.

Sanki zaman geriye sarmış gibi, kendini bir kez daha o küçük odada dururken buluyorsun.

Hayal kırıklığına uğramadan edemiyorsun ama o bir kenara, kaybolmuşsun; ileriye ve geriye, sağa ve sola amaçsızca hareket etmeye başlıyorsun. Sonunda bir yerde öylece şaşkınlıkla duruyorsun.
Belirgin bir rahatsızlık hissi tüylerini diken diken ediyor ayakların yere kök salarken.

Bir süre sonra odadaki belirgin farkları görmeye başlıyorsun, tıpkı farklılıkları bulma oyunu gibi.
Yastıklar aynı yerlerinde değiller. Oyun konsolu görünürde yok, sanki vakit öldürmenin gerekli olmadığını ima etmek istercesine. Camdan kapının ardında, balkondan hafif ve ince ışık hüzmeleri görünüyor. Burası artık kapalı bir boşluk değil. Boş değil. Hayır-- aksine özgürlük hissi yayıyor.

Ama hepsinin içinde en önemli değişiklik... ses.

Bedenleri hareket ettikçe insanlar iç organlarının, eklemlerinin, kemiklerinin ve etinin çıkardığı sesi, kalp atışlarının, nefes alış verişlerinin sesini, çatırdamaları, şişme sesini ve şapırtıları duymaz hale gelirler. Ama bu seslerin her biri birden bire senin kulağında çınlar hale geliyor.

Sanki uykuya dalarak gerçekten yaşamaya başlamışsın gibi.

Bir rüya olsa da, hiç de onlardan biri gibi görünmüyor.
Daha çok bunca zamandır uyuyormuşsun da gözlerini şimdi açmışsın gibi hissediyorsun.
Rüya ve gerçeklik arasındaki bağ yavaş yavaş birbirine karışmaya başlıyor.

Aklını başına toplayıp ve belki de sırf bir şeylerin olacağını bekleyerek yavaşça kapıya doğru yürüyorsun. Adımlarında ince bir kararlılık var -- tek bir damla tereddüt yok. 
Nazikçe elini kapının tokmağına doluyorsun.

Tam o anda televizyonun ekranı titreşiyor. İçinde birinin sırıtan gözü ürkütücü bir ritimle kırpışıyor. Hiç şüphesiz sana bakıyor.
Ama sen bunu farketmiyorsun. Sadece bu daracık, mide bulandırıcı odadan çıkmaya odaklanmışsın. Ve bu yüzden tüm ağırlığını üzerine yükleyerek kapıyı ardına kadar ittirip açıyorsun.

Kapı gıcırtıyla açılıyor ve öne doğru tökezliyorsun.

Kapının diğer tarafında garip, gizemli bir manzarayla karşılaşıyorsun. Sanki uyku felci geçiriyormuşsun gibi hareketsiz kalıyorsun.

Etraf karanlık ve ayağının altında yüzen şeytan ve tanrı resimleri var. Ama ilgilenmiyorsun ve yüzlerindeki muzip gülümsemeler de seni hiç etkilemiyor.
Onlara ilgi göstermediğini görünce daha davetkar ve uysal hale geliyorlar, seni yürümeye teşvik ediyorlar. Ve sen de yürüyorsun ta ki kendini kapılarla çevrili bir dairenin ortasında bulana dek.

Hiç ışık olmasa dahi her kapının şekli onun tarafından yutulmayı reddederek keskin bir biçimde kesiyor karanlığı. Sayıyorsun bir, iki, üç... Tam on iki kapı bir saat düzeni gibi daire oluşturmuşlar, sen de tam ortasındasın.

Kapılardan hiçbiri seni açmaya devet eder gibi görünmüyor-- kapıları açmak, her şeyden önce cesaret ister ve bu özellikle garip, rahatsız edici şekilleri olan bu kapılar için geçerli. Ama aksine, içindeki tereddüte karşılık aynı derecede onları açmak için meraklanıyorsun. Kalbinin göğsünün içinde deli gibi attığını hissedebiliyorsun-- tıpkı aşık olan biri ya da büyük bir buluş yapan birinin heyecanı gibi. Öyle hızlı ki kabuk tutmuş bir yaran olsa kalın bir kan tabakası patlak verip akmaya başlar.

Bir kapının yüzeyine yapışmış örümcek bacakları varmış gibi duruyor. Diğer birinin üzerinde ise onlarca kanlı el izi var, sanki vurularak zorla açılmaya çalışılmış. Bir diğerinin üzerinde ise canlı, ıslak bir göz var. Bir başkası ise parlayan neon ışıklarıyla süslenmiş, tıpkı şehrin yanan parlak ışıklardan kolayca başının ağrıdığı tehlikeli yerlerinde olduğu gibi...

Kapıların yanlarından geçerek hepsini teker teker yakından inceliyorsun.
Göründüğü üzere hala onlara dokunmaya olan isteksizliğini yenebilmiş değilsin. Bu yüzden şimdilik sadece bakıyorsun.
Aslında umutsuzca bir ipucu arıyor olabilirsin-- herhangi bir şey-- sana hangi kapının açmak için en iyisi olduğunu söyleyecek.

Mesela, bir saat gibi bakacak olursak bire denk gelen kapıyla başlayıp saat yönünde devam etmek iyi bir fikir olabilir. Ya da belki de tamamen yanlış bir yoldasındır ve en göz alıcı olan öncelikli olandır, ilk önce onunla başlamalısındır. Belki de tam tersi, en basit görünenin ardında ne yattığına bir göz atmak o kadar da kötü bir fikir değildir...

Ama uzun süre kafa patlatmıyorsun buna.
Mantık burada işe yaramıyor, bunu farkediyorsun ve doğru bir cevabın olmayacağını görüyorsun. Sana eşlik edecek kimse de yok üstelik. Bu açıdan bakınca bunun üzerinde derince düşünmenin bir anlamı olmadığını farkediyorsun.

Birden hışımla ya da sağduyunun etkisiyle elini en yakınındaki kapının tokmağına götürüyorsun.

Açıyorsun.

Ve sonunda, diğer tarafa adım atıyorsun.

2014/06/03

Yume Nikki (Rüya Günlüğü) Kısım 1 - Sen, Bölüm 1 : Küçük Bir Oda

english translation: baka-tsuki

Bölüm 1 : Küçük Bir Oda

Küçük bir odada duruyorsun.
En ufak bir ses çıkarmadan, bu karanlık, tenha ve küçük odada...
Sadece duruyorsun, bilinçsizce, nasıl hareket edeceğini bilmiyormuşçasına.

Çocuksu örgülerinle.
Canlı bağırsakların rengini andıran kıyafetlerinle.
Başın aşağıda, yüzünün görünmesini zorlaştırıyor.

Ayaklarını hareket ettirmeye başlıyorsun, yavaşça, sanki titriyormuşsun gibi. Kafanı çeviriyorsun korkunun etkisiyle hafifçe. Birkaç adım atarak yürüyorsun. Sonra etrafına bakıyorsun. Yeni doğmuş bir bebek gibi.

Ardından kendine güvenini kazanarak etrafı kendi başına araştırmaya başlıyorsun.
Gözüne takılan her şeye yaklaşıyorsun, hissediyorsun, yüzünü yaklaştırıyorsun tatlarını ve kokularını anlamak istercesine.
Aşırı eğlenceli ve ilginç bir hikayenin burada başlamasını bekler gibisin.
Yaptığın hamlelerin bir tür değişikliğe neden olacağına kendini inandırmış gibisin.

Ama etrafta dolaşıp hareket etsen dahi, etrafındakilere bir etkin olmuyor. Hiçbir şey değişmiyor, sanki canlı değiller.

Tıpkı bir rüyadaymışçasına değil mi?
Tıpkı kocaman bir boşluktaymışçasına değil mi?

Yeniden kararlılıkla yürümeye başlıyorsun, bir şeyler bulma, bir amaca ulaşma gayesiyle. Yürüyorsun, yürüyorsun...
Bu küçük odaya tıkılıp kalmış kötü bir ruh gibi görünüyorsun.

Sonunda dışarı açılıyormuş gibi duran camdan bir kapıya rastlıyorsun. Önünde durduğunda dönüp arkandaki odaya kararsızlıkla bakıyorsun. Sonra isteksizlikle elini kapının yüzeyine koyuyorsun.
Ve yavaşça açılan cam kapıdan dışarı çıkıyorsun.
Ama--
Burası da boş.
Sadece küçük odaya bağlı sıkışık bir balkon.
Hiçbir şey yok. Kanatlarını dinlendiren küçük kuşların tünediği bir ağaç bile. Tamamen kurumuş. Ölü.
Burada yaşayan birilerinin olduğunu gösteren neredeyse hiçbir işaret yok. Yalnızca şunlar var: Bir su borusu, klimanın dışarıya açılan kısmı ve boş bir saksı. Sanki önceden burada yaşayan kişi bir gece aniden kalkıp korkuyla kaçmış ve hiçbir şey almadan hepsini terk etmiş.
Trabzana doğru yürüyüp az önce içinde durduğun odaya bakıyorsun. Uzun ama dar bir apartman--ya da öyle görünüyor. Bulunduğun yerden ne kadar yüksek olduğunu hesaplamak çok zor ve görünürde başka apartman da yok. Aslında görünürde etrafta hiçbir şey yok.
Kalın, iri bir bulut havada asılı, ayın parlak ışığını belli belirsiz kapatıyor. Yavaşça buranın "dışarısı" olmadığının farkına varıyorsun. "Dışarısı" denen yerin parlak ve özgür olması gerekir, merak edeceğin çok fazla şeyin olduğu bir dünya... Ama bu balkon birilerinin bunalıma girdiğinde çıkabileceği ruhsal bir manzara gibi. Bulutlar ve trabzan esrarengiz bir umutsuzluk hissi yayıyor sanki dış dünyadan kopmuş her şey burada sıkışıp kalmış.
Aniden boğazında yükselen boğucu bir his duyuyorsun ve bundan kurtulmak için odaya geri dönüyorsun.
Gözlerin yarı kapalı, odanın bir anlamının olup olmadığıyla ilgili aşırı derecede canın sıkılmış ya da basitçe hepsinden sıkılmış gibisin.
Halının garip, parlak bir deseni var, insanların cesetleri parçalanıp yeniden birleştirilmiş gibi duruyor. Halıda alaycı bir gülümsemeyle duran yüze bakıyorsun, sanki bir konuşma başlatacakmış gibi hissediyorsun. Ama elbette hiçbir şey olmuyor.
Her şey hiçbir şeyden ibaret.
Aşırı derecede eski tip bir televizyon. Boş boş zaman geçirilmeyecek kadar sıradan bir oyun konsolu ve yanında aşırı derecede basit bir oyun. Yere düşüncesizce savrulmuş yastıklar var, onları kullanan kimse olmamış. Senin boyunda titizlikle düzenlenmiş bir kitap rafı. Hepsini sen mi düzenledin? Ama toz kalkıyor ve kitapların başlıkları okunmuyor.
Bir günlük, bir sorgu odasına aitmiş gibi duran basit bir masanın üzerinde duruyor.
Ve şu aşırı mükemmel ve yumuşak yatak.
Yatağa doğru gidiyorsun, ama onun yerine kendini odanın kapısına giderken buluyorsun. Hareketlerin uyuşmuş. Bir şeyden korkuyor gibisin. Zorlukla yaklaşıyorsun kapıya, ve elinle dokunuyorsun. Aniden bir mide bulantısı başlıyor ve kafanı eğip umutsuzca sallıyorsun.
Dışarıya çıkamıyor-- ya da belki de çıkmak istemiyorsun?
Tek kaçışın olan yatağına yöneliyorsun. Bu tenha ve sıkıcı odada yapacak başka bir şey yok çünkü. Belki de rüyalarının dünyasında biraz özgürlük bulabilirsin.
Üzerindeki kıyafetlerle yatağa kıvrılıyorsun ve örtüleri başına kadar çekiyorsun.
Bu şekilde gözlerini her şeyden koruyabilirsin.


-- Yalnızca üç saniyede uyuyakalıyorsun.

Yume Nikki (Rüya Günlüğü) - Tanıtım ve Çizimler

Yume Nikki - Senin Rüyanda Değilim

Yume Nikki, Türkçesiyle Rüya Günlüğü, Akira tarafından yazılıp Arisaka Ako tarafından resimlendirilmiş bir light novel'dır. Yume Nikki aynı isimli oyununu konu almaktadır.


Konusu: Kikiyama tarafından yapılmış RPG Maker oyununun hikayesidir. Hikaye odasından bir kere bile çıkmadan rüyalarında seyahat eden Madotsuki adlı bir kızı anlatır. Madotsuki'nin rüyaları daha önce hiç görmediği, görmek istemeyeceği garip yerler ve yaratıklarla doludur. Rüyalarında gezdikçe Madotsuki bazı şeylerin farkına varacaktır.


Not: İngilizce çeviri ve taranmış resimler tamamiyle Baka-Tsuki'ye aittir.