2015/10/27

Durarara!! Light Novel Bölüm 4 - Şehirde Tipik Bir Gün / Gündüz (Kısım 1)

Raira Akademisi, İkebukuro'nun güneyinde karma eğitimli bir özel liseydi.

Çok büyük bir okul değildi fakat stratejik tasarımı sayesinde sınırlı alanda yapılabilecek en iyi yapı inşa edilmiş ve öğrenciler okulun küçüklüğünden asla şikayet etmemişti. Ayrıca okul İkebukuro İstasyonuna yakın olduğundan, şehrin kenar mahallelerinde yaşayan çocuklar için oldukça elverişliydi. Durum böyle olunca okulun giriş sınavına çalışan öğrencilerin sayısı da artmıştı. Ve okula kayıt yaptıran sayısı yıllara göre arttıkça okula girebilmek zorlaştığından Mikado ve diğerlerinin tam zamanında gelmiş olduğu söylenebilirdi.

Büyük okul binası öğrencilere muazzam bir manzara sunuyordu fakat bu manzara, önlerinde yükselen altı katlı binanın gölgesinde kalmış gibiydi. Ve arkalarında da şehrin kalbine yerleşmiş kasvetli ve devasa Zoshigaya Mezarlığı vardı.

Okulun açılış seremonisi sona erdikten sonra Mikado ve Masaomi tipik bir sınıf tanışması için sırayla sınıflarına girdiler.

"İsmim Ryuugamine Mikado. Tanıştığımıza memnun oldum."

Öğrenciler kendilerini tanıtırlarken Mikado durmadan insanların kendi ismiyle dalga geçmesinden dolayı endişe duymuştu ama ismini söyledikten sonra bile kimsenin umurunda değilmiş gibi görünüyordu. Mikado'yla yaşıt olan bu gençler insanların isimleriyle pek ilgilenmiyor gibiydi.

Aksine Mikado diğerlerine karşı oldukça meraklıydı ve her birini dikkatle dinlemişti. Kimisi kendilerini tanıtırken birkaç espri patlatmış, kimisi ismini söyler söylemez sırasına oturmuş, kimisi ise sıralarında uyuyakalmıştı. Ancak bunca insanın arasında ilgisini tek çeken, Sonohara Anri adında sevimli bir kız olmuştu. Diğer kızlardan daha tatlıydı, gözlüklüydü ve açık tenliydi. Ama etrafındakilere itici bir titreşim yayıyor ve kendisine yaklaşanları itiyordu. Zor birine benziyordu.

"İsmim Sonohara Anri."

Sesi yumuşak ve neredeyse fısıltı şeklindeydi fakat Mikado'nun kulaklarında birer çan gibi çınlamıştı. Mikado'nun üzerinde bıraktığı aurası, bundan fazlası varmış gibi hissettirmişti. Onun dışında herkes "sıradan liseli öğrenciler" olarak nitelendirilebilirdi. Kimse modellere ya da serseri çocuklara benzemiyordu.

Ayrıca, dikkatini çeken bir diğer şey ise sınıfta birinin olmadığını öğrendiğinde Sonohara'nın gösterdiği ilgiydi. Harima Mika adında bir kızdı. Mikado hastalık ya da onun gibi bir nedenden dolayı gelmediğini düşündüyse de bu nedeni çabucak bir kenara attı.

Öğretmen onun olmayışından bahsettiğinde Mikado, Sonohara'nın kafasını çevirip boş sıraya baktığını ve yüzünde üzgün bir ifadenin oluştuğunu fark etmişti.

Dersler sona erdi ve Mikado hemen yan sınıfta olan Masaomi'yle buluştu.

Masaomi'nin küpeleri oldukça gösterişli duruyordu fakat kalabalıkta pek de sırıtmıyorlardı. Ya da belki de okul, öğrencilere istedikleri gibi giyinmelerine izin verdiği için garip davranan Mikado'ydu. Bugün okulun açılış günü olduğu için okul ceketlerini giymişlerdi ama bu haldeyken bile aynı okulun öğrencileri olduklarını söylemek çok zordu.

"Ah, geçen günümü taşınmana yardım edip modemini kurmakla harcadım. Bugün de seni eğlenceli bir yerlere götüreceğim. Bana gerçekten borçlusun."

Mikado'nun, Masaomi'nin teklifini reddetmek için herhangi bir sebebi yoktu. Bu yüzden itaatkar bir şekilde onu takip etti. Henüz öğrencilerin katılması için oraya buraya çekiştirildikleri klüp tanıtımlarının zamanı gelmediğinden, okuldan kolaylıkla ayrılabilmişlerdi.

Okuldan ayrıldıktan sonra dönüp Sunshine City-60'a baktılar ve şehrin içlerine doğru karıştılar.

Mikado'ya göre İkebukuro olağanüstü bir yerdi. Yalnızca bir cadde tarafından ayrılmış aynı boyutta iki büyük yol birbirinden oldukça farklı yerlermiş gibi görünüyordu. Her yolun kendi içinde özgün arka planlara sahip oluşu Mikado'nun kafasını aşırı derecede karıştırıyor ve yeni, yabancı bir caddeye her gelişinde kayboluyordu.

"Gitmek istediğin bir yer var mı?"

"Şey, düşünüyorum da... kitapçılar nerede?"

Mikado bunu 60-Storey Caddesi civarında bir kıyafet dükkanının önündelerken merak etmişti. Masaomi bir süre düşündü ve cevap verdi.

"Hm, kitapçı ha? O zaman Junkudo'ya gitmelisin. Hemen buralarda bir yerlerde... Ne çeşit bir kitap almak istiyorsun?"

"Uh... Evde zaman geçirmek için birkaç manga belki..."

Mikado'nun cevabı üzerine Masaomi yavaşça öne doğru adım attı.

"Öyleyse arka tarafta harika manga koleksiyonları olan dükkana gidelim!"

Masaomi oyun merkezinin olduğu yol ayrımına doğru yürüdü ve sağa dönüp 60-Storey Caddesi'nden tamamen farklı olan yabancı bir caddeye girdi. Ve Mikado kaybolacaklarını düşündü yine.

İstasyondan evine doğru yürümek bile Mikado için oldukça zordu ve olur da aniden bir sokağa yanlışlıkla girerse tek başına çıkamayacağından korkuyordu.

"Doujinshi de satıyorlar."

Nette bu kadar çok dolaşmasına rağmen Doujinshiler hakkında hiçbir bilgisi olmayan Mikado, daha önce bunlardan hiç satın almamıştı. Ortaokuldayken birkaç kız arkadaşının, hakkında heyecanlı heyecanlı konuştuğunu hatırlıyordu. Ve internetten edindiği bir bilgiye göre doujinshilerin çoğu +18 içerikliydi.

"O zaman... o zaman hala gitmemde izin var mı? Kovulmam değil mi?"

"Ha?"

Masaomi hala Mikado'nun az önce söylediği mantıksız ve gülünç şey üzerinde kafa yorarken birileri arkalarından onlara seslendi.

"Kida-kun değil mi bu?"

"Hyayaya uzun zaman oldu."

"Ah~ Karisawa-san ve Yumasaki-san! Uzun zaman oldu!"

Mikado döndü ve kızlı erkekli bir çift gördü. Bütün gün gezip tozdukları belli oluyordu fakat ona rağmen capcanlı görünüyorlardı. Erkek olanın keskin bakışları vardı ve oldukça zayıftı. Arkasında ağır gibi görünen bir dağcı çantası taşıyordu. Ama kıyafetlerine bakınca hiç de kamp yapmaya gidermiş gibi görünmüyordu.

Mikado onu incelerken kız Kida'ya döndü ve sordu: "...Arkadaşın mı?"

"Ah~ bu benim çocukluk arkadaşım ve bugünden itibaren de lise arkadaşım."

"Oh, demek bugün liseye başladın! Tebrikler!"

İkisi bu konu dışı muhabbetlerini bitirdikten sonra Masaomi ikisini Mikado'ya tanıttı.

"Kız olan Karisawa-san ve yanındaki çocuk da Yumasaki-san."

"...Ah, şey, ben... Ben Ryuugamine Mikado."

Mikado'nun ismini duyunca Yumasaki denen çocuk başını bir yana eğdi. O kadar garip bir andı ki Mikado birden tedirgin hissetmişti. Fakat sonra bir nedenden dolayı Yumasaki döndü ve Karisawa'ya sordu: "Mahlas falan mı bu?"

"Neden bir lise öğrencisi mahlas kullansın ki? Ah...aha! Radyo programlarında ya da dergilerde falan kullanıyorsun değil mi?"

"Ah... şey... aslında... bu benim gerçek ismim..."

Mikado neredeyse fısıltıyla yanlış anlamayı düzelmiş ve kendisine meraklı gözlerle bakılmasına sebep olmuştu.

"Gerçekten mi? Gerçekten gerçek ismin mi!?"

"Hyayaya bu harika! Çok havalı! Hyayaya, tıpkı bir manganın ana karakterinin ismi gibi!!"

Karisawa ve Yumasaki'nin tepkilerini gördükten sonra--

"Öyle demeyin... çok utanç verici."

"Kida-kun, utanması gereken sen değilsin."

Mikado'nun muhabbetin ana konusu olduğu belliydi fakat kendisi bu konuda herhangi bir şey söylememişti. Ne yapacağını bilememiş ve öylece dikilmişti. Bir süre sonra Yumasaki bir şeylerin ters gittiğini anlamış, cep telefonunu çıkarıp, saate bakmış ve mırıldanmıştı. "Hyayaya sizi meşgul ettiğimiz için üzgünüz. Yapacak bir işiniz var mıydı?"

"Yoo, önemli bir şey yoktu."

Kendileri için bu kadar endişeleneceğini hiç düşünmemişti. Bu yüzden Mikado şaşırmış ve hızlıca başını sallayıp aynı şekilde cevap vermişti.

"Hyayaya, iyi o zaman. Şimdilik gidin ve ihtiyacınızı görün. Gerçekten üzgünüz Kida, sizi burada tuttuğumuz için."

"Biz oyun merkezine gidiyoruz. Siz bir şeyler almaya mı gidiyorsunuz?"

"Evet, manga alacağız."

Kida konuşmayı bitirir bitirmez Yumasaki elini kaldırdı ve omuzlarında salladığı sırt çantasına birkaç kez  vurdu.

"Hyayaya, biz de az önce oradaydık. Dengeki Bunko daha yeni birkaç kitap çıkarmış. Biz de bir sürü aldık geldik. Toplamda otuz tane falan."

Mikado, Dengeki Bunko'yu daha önce duymuştu. Dengeki Bunko genelde light novel yayınlıyordu ve yanlış hatırlamıyorsa birkaç Hollywood yapımı filmin romanının çevirisini de yayınlamıştı. Mikado ortaokuldayken birkaç tanesini almıştı ama onunkiler bile otuza yetişememişti.

"Dengeki Bunko bir ayda o kadar çok kitap çıkarıyor mu?"

Mikado'nun sorusuna karşılık Karisawa güldü ve cevap verdi: "Tabi ki de hayır! Sadece on tane kadar aldık. Biri benim için, biri onun için, biri geceleri kullanmak için, onar tane her ikimize dağıtırsak otuz ediyor işte."

0 comments:

Yorum Gönder