08. Yedinci Gizem
Ryouta: ...Neden gecenin bir yarısı okula gelmek zorundaydık ki!?
Sakuya: Geldi, geldi...Son gizemin kökünü kurutmanın vakti geldi~
Okosan: Coo coo! (Okosan'ın uykusu var. Bunu bir an önce çözelim de eve gidip uyuyalım.)
Ryouta: Ön geçit ve arka geçit çoktan kapandı. Bu yüzden imkansız diyorum.
Sakuya: Bana yine söyletme. "İmkansız" benim sözlüğümde yoktur. Çitlerin üzerinden atlayacağız!
Ryouta: Bu izinsiz girmek demek ama!
Okosan: Coo! (Zıplıyorum!)
Ryouta: Aaah... Eğer birileri bizi yakalarsa tutuklanmaktan beter oluruz.
Sakuya: Endişelenme. Öğrenci konseyinin otoritesiyle böyle bir dava çabuk kapanır.
Okosan: Coo coo coo! (Okosan toplumun keyifsiz kısmına göz attığı hissine kapılıyor!)
Ryouta: Bu noktada bana istifa etmekten başka seçenek kalmıyor. Haydi şunu bir an önce bitirelim de eve gidelim.
Sakuya: Bak. Yolun ortasındaki ışık açıkça görülebiliyor. Buradan pek iyi göremiyorum ama öyle görünüyor ki birkaç karga... hayır değil. Siyah cübbeli birkaç güvercin bir ateşin etrafına dizilmişler. Bu mu son gizem?
Ryouta: Evet...belki de. Yedinci gizem gece yarısı okulda satanist bir topluluğun biriktiği hakkında. Tek bakışta bunun şüpheli olduğu aşikar. Yeni din gibi bir şey mi acaba?
Sakuya: Öğrenci konseyinin iznini önceden almadan gece vakti kampüsü işgal eden kimse affetmem. Bu klübü derhal ortadan kaldıracağım!
Ryouta: Hayır, şöyle bir bakınca hiç de klüp aktivitesi gibi görünmüyor bu.
Okosan: Coo. (Hava tehlike kokusuyla çoktan ağırlaştı.)
Ryouta: Shh! San! Sesin çok yüksek çıkıyor! Eğer bulunursak başımıza neler gelir bilmiyoruz! Dikkat edelim ki izlenmeyelim.
Okosan: Coo! (Evet efendim! Okosan fısıltı moduna giriyor.)
Sakuya: Bunca zamandır ne yapıyor onlar orada? Aynı noktada dönüp duruyor ve bir şeyler yakıyorlarmış gibi görünüyor.
Ryouta: Mmm... Bunun sadece satanizm ritüeli olduğunu biliyorum, bu yüzden... bekle, ha? Oradaki sandığım kişi mi?
Okosan: Coo coo coo! (Iwamine-sensei! Iwamine-sensei ateşi uzaktan izliyor. Ne kadar şüpheli...)
Shuu: Oh, bugün ne çok karşılaştık. Takılmaktan ziyade takip ediliyormuşum iç güdüsüne kapılıyorum.
Ryouta: Bu bir yanlış anlaşılma! Sizi takip edecek kadar düşüncesiz değiliz henüz, Iwamine-sensei!
Sakuya: Böyle bir saatte burada ne yapıyorsunuz efendim?
Okosan: Coo coo!?! (Çok fazla şüpheli! Iwamine-sensei bu olayın beyni!)
Shuu: Neyin...beyni?
Ryouta: Hazır sen söylemişken, şu gizli menüde hayvan cesetlerini yok edebilecek ilaçlar da vardı. Sensei, şu şüpheli tarikatın kurucusu gibi bir şey olabilir misiniz yoksa?
Shuu: Düşünülemez bile. Ben bir ateistim. Yeni bir dine ya da öyle bir şeye kapılmam asla.
Sakuya: Bu doğru! Dediklerine dikkat et Kawara! Harika Iwamine-sensei'nin kendini adi satanist bir toplulukla oyalaması için ortada bir neden yok.
Shuu: Evet. Ben sadece... bu esrarengiz topluluğa nasıl görünmeden sızıp deneyim için birkaç inananı kaçırabilirim diye düşünüyordum.
Ryouta: Bu da cinayet değil mi!?
Okosan: Coo coo! (Adam kaçırma! Kaçırma iyi değil!)
????: Kim var orada!
Ryouta: Uwaah, bizi buldular! Sana bu yüzden sessiz ol demiştim San!
Okosan: Coo! (Asıl Ryouta'nın kendisi yaygara yapıyordu.)
????: Uçan Kamp Ateşizmi'nin kutsal ritüelini bozan kimse cehennem ateşini kabullenmek zorunda! Yürüyün! Kaçmalarına izin vermeyin!
Sakuya: Etrafımız sarıldı!
Shuu: Bu çok can sıkıcı. Ben masumum.
Ryouta: Hayır Iwamine-sensei hiç de masum değilsiniz! Cinayet işlemeyi düşünmüyor muydun!?
Okosan: Coo coo coo! (Kimsiniz siz! Kimsiniz dedim size!)
????: Biz Uçan Kamp Ateşizmi'yiz. Zifiri karanlığın içinde parlayanlar, solgun ayı ve yıldızları sevenler, ateşin ışığını birlikte izlemeye bayılanlar ve bu paha biçilemez zamanı paylaşanlarız!
Sakuya: Ben...cidden anlamadım ama sonuç olarak yıldızlı gökyüzüne bakıp hoş sohbet ediyorsunuz değil mi?
Ryouta: Sen öyle söyleyince nedense gençliğin baharıymış gibi hissettirdi.
????: Ve sonra, geceleyin kamp ateşinde marshmallow eritmek zorunlu olduğu için dünyadaki herkesin akşam kendi ateşini yakmasına ilgi duyarız, ki marsmallow eritebilsinler!
Ryouta: Nedense yanık kokusu almaya başlıyorum.
Sakuya: Umuyorum ki bu senin gereksiz endişelerinden biridir. Korkunç şekilde gereksiz varsayımlarını ortaya atıp durma lütfen.
????: Ateşimizle birlikte tüm kuşların ve marsmallowların Kamp Ateşi tanrısının yardımseverliğiyle arınması için aya dua ederiz. Bunun yanında ritüelimizi bozanlar sonucu ölüm olsa bile yargılanır! Söylenilene göre Kamp Ateşi Tanrısı beyaz ve yumuşak olan her şeyi severmiş! En beyazını tutup yakalayın!
Okosan: Coo! Coo! (Bırakın beni! Bırakın beni dedim size!)
Ryouta: Bekle! San'ı rahat bırakın!
Sakuya: Bu doğru!! Ne demek o melez benim gibi bir safkandan daha beyaz!?
Shuu: Aah ah, işler giderek kötüye gidiyor. Onu kurban etmeyi mi düşünüyorsunuz?
????: Bin gece ve bin beyaz ve yumuşak dua geçip son isteğimizi onayladığına göre, bu da en değerli dileğimizi gerçekleştirebilir!
Tarikat Üyesi: Benzai! Çok yaşa Uçan Kamp Ateşizmi!
Okosan: Coo coo coo!
Ryouta: Ahh...! San'ı ateşe doğru götürüyorlar! Ne yapmalıyız!?
????: Nesillerce tüm ülkelerde kendini gösteren, tüm kuşlara erimiş marshmallowu veren büyük kral! Dileğimizi duy lütfen! Kamp Ateşi Tanrısı! İiiştee!
Okosan: CoooOOOOooooo!!
Ryouta: Saaaaan!
Sakuya: Ne? Ne oldu az önce?
Shuu: Ani bir yıldırım düşmesi. Eğer nem belli bir seviyeye düşerse açık bir günde bile ani bir yıldırım düşebilir. Kuru şimşek fenomeni.
Ryouta: Böyle bir zamanda gayet rahat açıklama yapmayın Iwamine-sensei!
Sakuya: Geh... şu toz bulutları yüzünden uzağı göremiyorum. Oko iyi mi!?
Okosan: Coo coo coo...
Ryouta: San! İyisin San! Çok şükü--uwaaahhh!! San devasa olmuş!
Sakuya: O-okul binasından da büyük olmuş! Ne çeşit bir hile bu!
Okosan: Nesillerce tüm ülkelerde kendimi gösterdim. Tüm kuşlara erimiş marshmallowu verdim. Büyük oldum. Kamp Ateşi Tanrısı oldum!
Ryouta: San! Ne dediğini anlamıyorum!
Sakuya: Düzgün bir şekilde konuşuyor. Belki de Oko değildir?
Okosan: İlkel bir şekilde güvercinlerin içine sızarak bin dilek yerine getirildi. Bu beyaz ve yumuşak şey aracı olarak seçildi. Bundan böyle tüm canlı yaratıkların gagalarında erimiş marsmallow olsun. Yeni sefer yolculuğumuz bu topraklardan başlayacak. Erimiş marshmallowlara tapın. Erimiş marsmallowlar iyilik getirsin. Ve şimdi, burası kutsal topraklar olsun!
Tarikat Üyesi: Kamp Ateşi Tanrısı ayrılıyor! Bu bizim dönemimizin başlangıcı!
Sakuya: Buradan gitmeye çalışıyor! Hem de bir dolu marshmallowla!
Ryouta: Haydi onu durduralım Sakuya! Böyle büyük bir kuşun yerde tepinmesi büyük bir sorun!
Sakuya: Bekle seni katıksız uşak! Öğrenci konseyi başkanını dinlemiyor musun?!
Okosan: Kimsin sen? İlerlememize engel oluşturanları affetmeyiz. Yok ol seni değersiz yaratık!
Sakuya: Waaaahhh!!
Ryouta: Saakuyaaaa! Lütfen dinle Kamp Ateşi Tanrısı! Yaptığın şey yanlış! Erimiş marshmallowlar mutluluk getirmeyecek! Çünkü dünyada marshmallow eritmek istemeyen kuşlar da var! Ben de öyleyim! Çünkü marshmallowu erittiğinde yapış yapış ve aşırı tatlı olur! Ben onları eritmeden yiyorum! Bu düşünceyi görmezden gelmeyi mi planlıyorsun yoksa?
Okosan: Erimiş marshmallowları kabul etmeyen kuş bile olamaz zaten.
Ryouta: Aaaaahhh!!
Shuu: Hahahaha, girişimlerinizin her biri yok ediliyor hmm?
Ryouta: Orada durup izlemeyin de bize tavsiye verin sensei!
Sakuya: Bir yolu... bir yolu yok mu?
Shuu: Gördüğünüz gibi hiçbir mazereti dinliyor gibi görünmüyor. Hepimizin bildiği Oko-kun artık vahşi bir tavus kuşu. Onu ele geçirmek istiyorsanız iç güdülerini harekete geçirecek türden hamleler yapmak daha etkili olacaktır.
Ryouta: İç güdülerini... Anladım... Kuş yemi! ....San! Beni duyabiliyor musun!? San!
Okosan: Güçsüzler o kadar gülünesi ki. Yolumuzu engellemeyi ne kadar denerseniz deneyin işe yaramaz. Aptallığın sınırına dayandınız!
Ryouta: Bak! Sana en sevdiğin yemden aldım San!
Okosan: Hmm?
Sakuya: İşte bu! Hareketleri durdu!
Okosan: Hmm? Böyle basit bir kuş yemiyle beni durdurabileceğinizi düşünmek. Şeffaf bir umuda mı tutunuyorsunuz? Coo coo coo.
Sakuya: Dinlemiyor...mu?
Ryouta: Henüz değil! Henüz pes edemeyiz! San! Hey! Tatlı haş haş yemi! Bir sürü var!
Okosan: Aptallık....aptallık...! Girdabın içinde boğulan sıradan güvercinlerden başka bir şey değilsiniz. Büyük kralın gözlerinde sinekten başka bir şey değilsiniz! Yok olun! Coo coo coo!
Okosan: Nam nam nam. Kuş yemi çoook lezzetli!
Ryouta: San! San! Çok şükür! Normale döndün!
Shuu: Oko-kun'un bu akşam sindirdiği ilaç inen yıldırımdan güç aldı ve tam olarak nasıl olduğunu kestiremesem de bir şekilde kimyasal bir tepkimeye dönüştü. Sanırım bunun araştırılması gerekiyor...
Sakuya: Hahh... En azından şimdilik okuldan uzaklaşmasını engelledik... Oi, sen şuradaki, lider! Ne yapmayı planlıyordun?! Sana bir özür mektubu yazdıracağım! Kaçıncı senesin ve hangi sınıftasın? İsmini söyle!
????: Oh? Hala anlayamadın mı?
Ryouta: Sakazaki-senpai?!
Sakuya: N-ne...!?
Yuuya: Peeekalaaa çok üzgünüm! Havaya girip kendini kaptırmak nasıldır bilirsiniz. Söylemek için doğru zamanı bulamadım.
Sakuya: Sen...!! Beni her yandan aşağılamaya mı çalışıyorsun?! Seni sıradan yaratık! Melez!!
Ryouta: Senpai, neden ne olduğu belirsiz bir dinin parçasısın?
Yuuya: Mmmm... Bu hikaye oldukça uzun... Ama eğer özetlemem gerekirse ben sadece okulda adaleti sağlamaya çalışan bir kahramanım ve güvenilmez bir klübün okul bahçesinde geceleri ateş yaktığını gördüm, sonra içlerine sızarak araştırmaya başladım. Tamam mı?
Ryouta: Bir bakıma tamam bir bakıma değil... Başlayacak olursak, bu bir klüp aktivitesi mi? Yeni bir din değil mi?
Yuuya: Bu göz kamaştırıcı bir klüp aktivitesi! Öğrenci konseyinin onayını bile aldık. Bu geceki aktivite için bile.
Sakuya: O da nesi? Böylesine güvenilmez bir satanist klübün varlığından haberdar olmadım. Ve bu aktivite için onay verdiğimi de hatırlamıyorum!
Yuuya: Bak, işte onay kağıdın.
Ryouta: Hmm? Bu doğru... Sakuya'nın imzası tam da olması gereken yerde.
Sakuya: Bu olamaz! Göster bana! ...B-bekle bir dakika... Satanist bir topluluk değil misiniz yani?
Yuuya: Astronomi klübüyüz biz.
Sakuya: Dalga geçiyor olmalısın! Şu ana kadar hiç şenlik ateşi ve kutlamalar üzerine odaklanan bir astronomi klübü görmedim!!
Yuuya: Ben de öyle düşünmüştüm. İlk başta normal bir astronomi klübü gibi görünüyordu ama sonra birden küçük partilere ve gece yarısı ateş yakmaya odaklandılar. Sonra ana odak noktası kamp ateşi oluverdi ve aniden kamp ateşine minnettarlık duyan ve tapan bir topluluğa dönüştü.
Sakuya: ...Başım ağrımaya başladı.
Ryouta: Kamp ateşiyle eğlenmek iyi fakat kurban vermek kötü senpai!
Yuuya: Peeekala, parti birazcık amacından sapmış olabilir ama onu hemen geri vermeyi planlıyordum! Paranormal bir fenomenin oluşabileceğini nereden bilebilirdim ki!
Sakuya: Yine de şu andan itibaren astronomi klübünün tüm aktivitelerini yasaklıyorum! Danışmanınız kim? Ara onu hemen!
Ryouta: Onay kağıdında onunda ismi yazıyordu değil mi? Ummm...Ah, Nanaki-sensei'ymiş...
Nanaki: Ayyy, özür dilerim... Böyle bir şey olabileceğini nereden bilebilirdim! Çokça sorun çıkarmış olmalı.
Sakuya: Aktivitelerin asıl amacını danışman bile anlayamamış mı??
Ryouta: Lütfen işinizi düzgün yapın sensei!
Nanaki: Mm, mm. Onlara söylerim. Bugünden itibaren şüpheli aktiviteleri durduruyoruz ve sıradan bir astronomi klübü olmaya geri dönüyoruuz.
09. Epilog
Ryouta: Böylece, yedi gizemi çürütme maceramız da bu şekilde sona erdi. Bunun gibi bir okul sonrası macerası her zamanki huzurlu hayatlarımıza döndüğümüzde bize rüya gibi gelmişti.
Nageki: Sonuna dek Shirogane-kun'la gitmeye devam ettin. Yumuşak kalpli misin yoksa boş zamanını nasıl doldurmab gerektiğini bilmiyor musun anlayamadım Kawara-kun.
Ryouta: Yalnızca yardım isteyen birini geri çeviremiyorum.
Nageki: Yani sadece cesaretsizsin.
Ryouta: Öyle mi düşünüyorsun...Ama eğlenceliydi! Bir sürü şey oldu.
Nageki: Mm. Doğru. Arada sırada böyle şeyler iyi olabiliyor.
Ryouta: Mm. -- Hayır aslında yeterli derecedeydi, oldukça da korkunçtu!
Sakuya: İşte buradasın Bir Numaralı Astım!
Ryouta: S-Sakuya?
Sakuya: Niye orada oturup duruyorsun? Yeni bir gizem açığa çıkmak üzere! Sekizinci gizemi çözmedikleri için yedi gizemden haberdar olan herkesin başına büyük bir felaket gelecek! Araştırmaya bir an önce başlamalıyız! Haydi gidelim!
Ryouta: E--Ehhhh??
10. Bonus Parça: Aile Restoranı Buluşması Bölümü
Ryouta: İyi işti millet! Bugün biraz ciddi sorunlara bulaştık ha?
Sakuya: Açıkçası bu kadar zaman alacağını hiç düşünmemiştim.
Okosan: Akşam yemeği gerçekten Nanaki-sensei'nin ikramı mı?
Nanaki: Bugün başınıza dert açtığım için~. Ödeme gününden hemen önce olduğundan biraz sıkıntılı gerçi...
Shuu: "Dert" noktasında Sakazaki-kun da sorumluluk alıyor.
Yuuya: Oh hayıır, benimki ikinci derece ama. Lütfen görmezden gelin.
Nageki: Ben biraz ton balığı ve domatesli makarna alacağım.
Ryouta: ...Neden gecenin bir yarısı okula gelmek zorundaydık ki!?
Sakuya: Geldi, geldi...Son gizemin kökünü kurutmanın vakti geldi~
Okosan: Coo coo! (Okosan'ın uykusu var. Bunu bir an önce çözelim de eve gidip uyuyalım.)
Ryouta: Ön geçit ve arka geçit çoktan kapandı. Bu yüzden imkansız diyorum.
Sakuya: Bana yine söyletme. "İmkansız" benim sözlüğümde yoktur. Çitlerin üzerinden atlayacağız!
Ryouta: Bu izinsiz girmek demek ama!
Okosan: Coo! (Zıplıyorum!)
Ryouta: Aaah... Eğer birileri bizi yakalarsa tutuklanmaktan beter oluruz.
Sakuya: Endişelenme. Öğrenci konseyinin otoritesiyle böyle bir dava çabuk kapanır.
Okosan: Coo coo coo! (Okosan toplumun keyifsiz kısmına göz attığı hissine kapılıyor!)
Ryouta: Bu noktada bana istifa etmekten başka seçenek kalmıyor. Haydi şunu bir an önce bitirelim de eve gidelim.
Sakuya: Bak. Yolun ortasındaki ışık açıkça görülebiliyor. Buradan pek iyi göremiyorum ama öyle görünüyor ki birkaç karga... hayır değil. Siyah cübbeli birkaç güvercin bir ateşin etrafına dizilmişler. Bu mu son gizem?
Ryouta: Evet...belki de. Yedinci gizem gece yarısı okulda satanist bir topluluğun biriktiği hakkında. Tek bakışta bunun şüpheli olduğu aşikar. Yeni din gibi bir şey mi acaba?
Sakuya: Öğrenci konseyinin iznini önceden almadan gece vakti kampüsü işgal eden kimse affetmem. Bu klübü derhal ortadan kaldıracağım!
Ryouta: Hayır, şöyle bir bakınca hiç de klüp aktivitesi gibi görünmüyor bu.
Okosan: Coo. (Hava tehlike kokusuyla çoktan ağırlaştı.)
Ryouta: Shh! San! Sesin çok yüksek çıkıyor! Eğer bulunursak başımıza neler gelir bilmiyoruz! Dikkat edelim ki izlenmeyelim.
Okosan: Coo! (Evet efendim! Okosan fısıltı moduna giriyor.)
Sakuya: Bunca zamandır ne yapıyor onlar orada? Aynı noktada dönüp duruyor ve bir şeyler yakıyorlarmış gibi görünüyor.
Ryouta: Mmm... Bunun sadece satanizm ritüeli olduğunu biliyorum, bu yüzden... bekle, ha? Oradaki sandığım kişi mi?
Okosan: Coo coo coo! (Iwamine-sensei! Iwamine-sensei ateşi uzaktan izliyor. Ne kadar şüpheli...)
Shuu: Oh, bugün ne çok karşılaştık. Takılmaktan ziyade takip ediliyormuşum iç güdüsüne kapılıyorum.
Ryouta: Bu bir yanlış anlaşılma! Sizi takip edecek kadar düşüncesiz değiliz henüz, Iwamine-sensei!
Sakuya: Böyle bir saatte burada ne yapıyorsunuz efendim?
Okosan: Coo coo!?! (Çok fazla şüpheli! Iwamine-sensei bu olayın beyni!)
Shuu: Neyin...beyni?
Ryouta: Hazır sen söylemişken, şu gizli menüde hayvan cesetlerini yok edebilecek ilaçlar da vardı. Sensei, şu şüpheli tarikatın kurucusu gibi bir şey olabilir misiniz yoksa?
Shuu: Düşünülemez bile. Ben bir ateistim. Yeni bir dine ya da öyle bir şeye kapılmam asla.
Sakuya: Bu doğru! Dediklerine dikkat et Kawara! Harika Iwamine-sensei'nin kendini adi satanist bir toplulukla oyalaması için ortada bir neden yok.
Shuu: Evet. Ben sadece... bu esrarengiz topluluğa nasıl görünmeden sızıp deneyim için birkaç inananı kaçırabilirim diye düşünüyordum.
Ryouta: Bu da cinayet değil mi!?
Okosan: Coo coo! (Adam kaçırma! Kaçırma iyi değil!)
????: Kim var orada!
Ryouta: Uwaah, bizi buldular! Sana bu yüzden sessiz ol demiştim San!
Okosan: Coo! (Asıl Ryouta'nın kendisi yaygara yapıyordu.)
????: Uçan Kamp Ateşizmi'nin kutsal ritüelini bozan kimse cehennem ateşini kabullenmek zorunda! Yürüyün! Kaçmalarına izin vermeyin!
Sakuya: Etrafımız sarıldı!
Shuu: Bu çok can sıkıcı. Ben masumum.
Ryouta: Hayır Iwamine-sensei hiç de masum değilsiniz! Cinayet işlemeyi düşünmüyor muydun!?
Okosan: Coo coo coo! (Kimsiniz siz! Kimsiniz dedim size!)
????: Biz Uçan Kamp Ateşizmi'yiz. Zifiri karanlığın içinde parlayanlar, solgun ayı ve yıldızları sevenler, ateşin ışığını birlikte izlemeye bayılanlar ve bu paha biçilemez zamanı paylaşanlarız!
Sakuya: Ben...cidden anlamadım ama sonuç olarak yıldızlı gökyüzüne bakıp hoş sohbet ediyorsunuz değil mi?
Ryouta: Sen öyle söyleyince nedense gençliğin baharıymış gibi hissettirdi.
????: Ve sonra, geceleyin kamp ateşinde marshmallow eritmek zorunlu olduğu için dünyadaki herkesin akşam kendi ateşini yakmasına ilgi duyarız, ki marsmallow eritebilsinler!
Ryouta: Nedense yanık kokusu almaya başlıyorum.
Sakuya: Umuyorum ki bu senin gereksiz endişelerinden biridir. Korkunç şekilde gereksiz varsayımlarını ortaya atıp durma lütfen.
????: Ateşimizle birlikte tüm kuşların ve marsmallowların Kamp Ateşi tanrısının yardımseverliğiyle arınması için aya dua ederiz. Bunun yanında ritüelimizi bozanlar sonucu ölüm olsa bile yargılanır! Söylenilene göre Kamp Ateşi Tanrısı beyaz ve yumuşak olan her şeyi severmiş! En beyazını tutup yakalayın!
Okosan: Coo! Coo! (Bırakın beni! Bırakın beni dedim size!)
Ryouta: Bekle! San'ı rahat bırakın!
Sakuya: Bu doğru!! Ne demek o melez benim gibi bir safkandan daha beyaz!?
Shuu: Aah ah, işler giderek kötüye gidiyor. Onu kurban etmeyi mi düşünüyorsunuz?
????: Bin gece ve bin beyaz ve yumuşak dua geçip son isteğimizi onayladığına göre, bu da en değerli dileğimizi gerçekleştirebilir!
Tarikat Üyesi: Benzai! Çok yaşa Uçan Kamp Ateşizmi!
Okosan: Coo coo coo!
Ryouta: Ahh...! San'ı ateşe doğru götürüyorlar! Ne yapmalıyız!?
????: Nesillerce tüm ülkelerde kendini gösteren, tüm kuşlara erimiş marshmallowu veren büyük kral! Dileğimizi duy lütfen! Kamp Ateşi Tanrısı! İiiştee!
Okosan: CoooOOOOooooo!!
Ryouta: Saaaaan!
Sakuya: Ne? Ne oldu az önce?
Shuu: Ani bir yıldırım düşmesi. Eğer nem belli bir seviyeye düşerse açık bir günde bile ani bir yıldırım düşebilir. Kuru şimşek fenomeni.
Ryouta: Böyle bir zamanda gayet rahat açıklama yapmayın Iwamine-sensei!
Sakuya: Geh... şu toz bulutları yüzünden uzağı göremiyorum. Oko iyi mi!?
Okosan: Coo coo coo...
Ryouta: San! İyisin San! Çok şükü--uwaaahhh!! San devasa olmuş!
Sakuya: O-okul binasından da büyük olmuş! Ne çeşit bir hile bu!
Okosan: Nesillerce tüm ülkelerde kendimi gösterdim. Tüm kuşlara erimiş marshmallowu verdim. Büyük oldum. Kamp Ateşi Tanrısı oldum!
Ryouta: San! Ne dediğini anlamıyorum!
Sakuya: Düzgün bir şekilde konuşuyor. Belki de Oko değildir?
Okosan: İlkel bir şekilde güvercinlerin içine sızarak bin dilek yerine getirildi. Bu beyaz ve yumuşak şey aracı olarak seçildi. Bundan böyle tüm canlı yaratıkların gagalarında erimiş marsmallow olsun. Yeni sefer yolculuğumuz bu topraklardan başlayacak. Erimiş marshmallowlara tapın. Erimiş marsmallowlar iyilik getirsin. Ve şimdi, burası kutsal topraklar olsun!
Tarikat Üyesi: Kamp Ateşi Tanrısı ayrılıyor! Bu bizim dönemimizin başlangıcı!
Sakuya: Buradan gitmeye çalışıyor! Hem de bir dolu marshmallowla!
Ryouta: Haydi onu durduralım Sakuya! Böyle büyük bir kuşun yerde tepinmesi büyük bir sorun!
Sakuya: Bekle seni katıksız uşak! Öğrenci konseyi başkanını dinlemiyor musun?!
Okosan: Kimsin sen? İlerlememize engel oluşturanları affetmeyiz. Yok ol seni değersiz yaratık!
Sakuya: Waaaahhh!!
Ryouta: Saakuyaaaa! Lütfen dinle Kamp Ateşi Tanrısı! Yaptığın şey yanlış! Erimiş marshmallowlar mutluluk getirmeyecek! Çünkü dünyada marshmallow eritmek istemeyen kuşlar da var! Ben de öyleyim! Çünkü marshmallowu erittiğinde yapış yapış ve aşırı tatlı olur! Ben onları eritmeden yiyorum! Bu düşünceyi görmezden gelmeyi mi planlıyorsun yoksa?
Okosan: Erimiş marshmallowları kabul etmeyen kuş bile olamaz zaten.
Ryouta: Aaaaahhh!!
Shuu: Hahahaha, girişimlerinizin her biri yok ediliyor hmm?
Ryouta: Orada durup izlemeyin de bize tavsiye verin sensei!
Sakuya: Bir yolu... bir yolu yok mu?
Shuu: Gördüğünüz gibi hiçbir mazereti dinliyor gibi görünmüyor. Hepimizin bildiği Oko-kun artık vahşi bir tavus kuşu. Onu ele geçirmek istiyorsanız iç güdülerini harekete geçirecek türden hamleler yapmak daha etkili olacaktır.
Ryouta: İç güdülerini... Anladım... Kuş yemi! ....San! Beni duyabiliyor musun!? San!
Okosan: Güçsüzler o kadar gülünesi ki. Yolumuzu engellemeyi ne kadar denerseniz deneyin işe yaramaz. Aptallığın sınırına dayandınız!
Ryouta: Bak! Sana en sevdiğin yemden aldım San!
Okosan: Hmm?
Sakuya: İşte bu! Hareketleri durdu!
Okosan: Hmm? Böyle basit bir kuş yemiyle beni durdurabileceğinizi düşünmek. Şeffaf bir umuda mı tutunuyorsunuz? Coo coo coo.
Sakuya: Dinlemiyor...mu?
Ryouta: Henüz değil! Henüz pes edemeyiz! San! Hey! Tatlı haş haş yemi! Bir sürü var!
Okosan: Aptallık....aptallık...! Girdabın içinde boğulan sıradan güvercinlerden başka bir şey değilsiniz. Büyük kralın gözlerinde sinekten başka bir şey değilsiniz! Yok olun! Coo coo coo!
Okosan: Nam nam nam. Kuş yemi çoook lezzetli!
Ryouta: San! San! Çok şükür! Normale döndün!
Shuu: Oko-kun'un bu akşam sindirdiği ilaç inen yıldırımdan güç aldı ve tam olarak nasıl olduğunu kestiremesem de bir şekilde kimyasal bir tepkimeye dönüştü. Sanırım bunun araştırılması gerekiyor...
Sakuya: Hahh... En azından şimdilik okuldan uzaklaşmasını engelledik... Oi, sen şuradaki, lider! Ne yapmayı planlıyordun?! Sana bir özür mektubu yazdıracağım! Kaçıncı senesin ve hangi sınıftasın? İsmini söyle!
????: Oh? Hala anlayamadın mı?
Ryouta: Sakazaki-senpai?!
Sakuya: N-ne...!?
Yuuya: Peeekalaaa çok üzgünüm! Havaya girip kendini kaptırmak nasıldır bilirsiniz. Söylemek için doğru zamanı bulamadım.
Sakuya: Sen...!! Beni her yandan aşağılamaya mı çalışıyorsun?! Seni sıradan yaratık! Melez!!
Ryouta: Senpai, neden ne olduğu belirsiz bir dinin parçasısın?
Yuuya: Mmmm... Bu hikaye oldukça uzun... Ama eğer özetlemem gerekirse ben sadece okulda adaleti sağlamaya çalışan bir kahramanım ve güvenilmez bir klübün okul bahçesinde geceleri ateş yaktığını gördüm, sonra içlerine sızarak araştırmaya başladım. Tamam mı?
Ryouta: Bir bakıma tamam bir bakıma değil... Başlayacak olursak, bu bir klüp aktivitesi mi? Yeni bir din değil mi?
Yuuya: Bu göz kamaştırıcı bir klüp aktivitesi! Öğrenci konseyinin onayını bile aldık. Bu geceki aktivite için bile.
Sakuya: O da nesi? Böylesine güvenilmez bir satanist klübün varlığından haberdar olmadım. Ve bu aktivite için onay verdiğimi de hatırlamıyorum!
Yuuya: Bak, işte onay kağıdın.
Ryouta: Hmm? Bu doğru... Sakuya'nın imzası tam da olması gereken yerde.
Sakuya: Bu olamaz! Göster bana! ...B-bekle bir dakika... Satanist bir topluluk değil misiniz yani?
Yuuya: Astronomi klübüyüz biz.
Sakuya: Dalga geçiyor olmalısın! Şu ana kadar hiç şenlik ateşi ve kutlamalar üzerine odaklanan bir astronomi klübü görmedim!!
Yuuya: Ben de öyle düşünmüştüm. İlk başta normal bir astronomi klübü gibi görünüyordu ama sonra birden küçük partilere ve gece yarısı ateş yakmaya odaklandılar. Sonra ana odak noktası kamp ateşi oluverdi ve aniden kamp ateşine minnettarlık duyan ve tapan bir topluluğa dönüştü.
Sakuya: ...Başım ağrımaya başladı.
Ryouta: Kamp ateşiyle eğlenmek iyi fakat kurban vermek kötü senpai!
Yuuya: Peeekala, parti birazcık amacından sapmış olabilir ama onu hemen geri vermeyi planlıyordum! Paranormal bir fenomenin oluşabileceğini nereden bilebilirdim ki!
Sakuya: Yine de şu andan itibaren astronomi klübünün tüm aktivitelerini yasaklıyorum! Danışmanınız kim? Ara onu hemen!
Ryouta: Onay kağıdında onunda ismi yazıyordu değil mi? Ummm...Ah, Nanaki-sensei'ymiş...
Nanaki: Ayyy, özür dilerim... Böyle bir şey olabileceğini nereden bilebilirdim! Çokça sorun çıkarmış olmalı.
Sakuya: Aktivitelerin asıl amacını danışman bile anlayamamış mı??
Ryouta: Lütfen işinizi düzgün yapın sensei!
Nanaki: Mm, mm. Onlara söylerim. Bugünden itibaren şüpheli aktiviteleri durduruyoruz ve sıradan bir astronomi klübü olmaya geri dönüyoruuz.
09. Epilog
Ryouta: Böylece, yedi gizemi çürütme maceramız da bu şekilde sona erdi. Bunun gibi bir okul sonrası macerası her zamanki huzurlu hayatlarımıza döndüğümüzde bize rüya gibi gelmişti.
Nageki: Sonuna dek Shirogane-kun'la gitmeye devam ettin. Yumuşak kalpli misin yoksa boş zamanını nasıl doldurmab gerektiğini bilmiyor musun anlayamadım Kawara-kun.
Ryouta: Yalnızca yardım isteyen birini geri çeviremiyorum.
Nageki: Yani sadece cesaretsizsin.
Ryouta: Öyle mi düşünüyorsun...Ama eğlenceliydi! Bir sürü şey oldu.
Nageki: Mm. Doğru. Arada sırada böyle şeyler iyi olabiliyor.
Ryouta: Mm. -- Hayır aslında yeterli derecedeydi, oldukça da korkunçtu!
Sakuya: İşte buradasın Bir Numaralı Astım!
Ryouta: S-Sakuya?
Sakuya: Niye orada oturup duruyorsun? Yeni bir gizem açığa çıkmak üzere! Sekizinci gizemi çözmedikleri için yedi gizemden haberdar olan herkesin başına büyük bir felaket gelecek! Araştırmaya bir an önce başlamalıyız! Haydi gidelim!
Ryouta: E--Ehhhh??
10. Bonus Parça: Aile Restoranı Buluşması Bölümü
Ryouta: İyi işti millet! Bugün biraz ciddi sorunlara bulaştık ha?
Sakuya: Açıkçası bu kadar zaman alacağını hiç düşünmemiştim.
Okosan: Akşam yemeği gerçekten Nanaki-sensei'nin ikramı mı?
Nanaki: Bugün başınıza dert açtığım için~. Ödeme gününden hemen önce olduğundan biraz sıkıntılı gerçi...
Shuu: "Dert" noktasında Sakazaki-kun da sorumluluk alıyor.
Yuuya: Oh hayıır, benimki ikinci derece ama. Lütfen görmezden gelin.
Nageki: Ben biraz ton balığı ve domatesli makarna alacağım.
0 comments:
Yorum Gönder